Sığırlarda Enfeksiyöz Keratokonjonktivit (Pembe Göz Hastalığı)
Sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit aynı zamanda pembe göz hastalığı olarak ta adlandırılmaktadır. Bu hastalık blefarospazm (göz kapaklarında kısılma), konjonktivit (göz kapaklarının iltihaplanması), lakrimasyon (aşırı göz yaşı akıntısı) ve değişen miktarlarda korneal opaklık (gözün renk değiştirmesi) ile karakterize olan yaygın bir göz hastalığıdır. Kornea ülseri ise bu hastalığı diğer göz enfeksiyonlarından ve sorunlarından ayırt etmek için oldukça önemli bir belirtidir.
Sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit yılın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Fakat salgın derecesindeki hastalık sorunları genellikle risk faktörlerine maruz kalmanın en yüksek olduğu sıcak dönemlerde daha yaygındır. Ayrıca pembe göz hastalığı her yaştaki sığırda görülebilmesine karşın genç sığırlarda daha yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Enfeksiyöz sığır keratokonjunktivitis sorunu, klasik olarak Moraxella cinsi fırsatçı patojenlerin neden olduğu çok faktörlü bir hastalık kompleksidir. Bunun yanında bu hastalık durumunda Mycoplasma bovoculi, Ureaplasma diversum, Mycoplasma bovis, Chlamydia spp. ve sığır herpes virüsleri gibi etkenlerde karşımıza çıkabilmektedir.
Konu İçeriği
Sığırlarda Enfeksiyöz Keratokonjonktivit Belirtileri
Hastalığın evresine göre ortaya çıkan belirtilerde de farklılıklar karşımıza çıkmaktadır. Karşımıza ilk olarak çıkan belirtiler fotofobi (ışığa karşı hassasiyet), blefarospazm (göz kapaklarında kısılma) ve epifora (gözlerde sulanma) durumudur. Sonrasında sığırlarda tipik olarak korneanın merkezine yakın bir yerde başlayan kornea ülseri karşımıza çıkar. Başlangıçta ülserin etrafındaki kornea alanı açıktır. Fakat kısa süre içerisinde, daha sonra opaklığı giderek artan hafif bir bulanıklık ortaya çıkar. Sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit bir veya iki gözde birlikte görülebilir.
Korneada ortaya çıkan lezyonlar erken evrelerde gerileyebilir ya da tam tersi gelişmeye devam edebilir. Şiddetli olan vakalarda 2-3 gün içinde, kornea ödeminin bir sonucu olarak korneanın tamamı opak hale gelebilir. Yani kornea tamamen beyazdan açık maviye kadar değişen bir renk ile karşımıza çıkar. Derin kornea ülserleri perforasyon ve göz küresinin yırtılmasına sebebiyet verebilmektedir. Tam küre yırtılması kalıcı körlüğe neden olur. Son olarak iltihaplanma sürecine bağlı olarak gözlerde purulent akıntı görülebilir. İyileşen hayvanlarda tipik olarak zamanla geçen veya bazen geçmeyen kornea yara izi görülür. Eğer şiddetliyse, bu tür yara izleri görme bozukluklarına neden olabilir.
Kısacası sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit durumunda karşımıza çıkabilecek belirtiler aşağıdaki gibidir.
- Fotofobi (ışığa karşı hassasiyet)
- Blefarospazm (göz kapaklarında kısılma)
- Epifora (gözlerde sulanma)
- Kornea ülseri
- Gözde renk değişikliği (kornea renk değişikliği)
- Gözlerde purulent akıntı
- Göz küresinde yırtılma
- Korneada yara izleri
- Görme bozukluğu
- Geçici veya kalıcı körlük
Sığırlarda Enfeksiyöz Keratokonjonktivit Tanı ve Tedavisi
Sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit tanısı genellikle genel fizik muayene bulgularıyla birlikte klinik oküler (gözde meydana gelen) belirtilere dayanır. Klinik belirtiler ile beraber mikrobiyal kültür, moleküler test ve sitolojik değerlendirmeler hastalığın kesin tanısının konulmasında önemlidir.
Moraxella spp. gibi bakteriyel etkenler, etkilenen gözlerden alınan oküler örneklerden tespit edilebilir. Örneklerin standart bakteriyel üreme ortamında geleneksel olarak kültürlenmesi ve ardından biyokimyasal test yoluyla etken tanımlanabilir. Moraxella spp. ve Mycoplasma spp.‘nin tespiti için moleküler test yöntemleri de mevcuttur. Matris destekli lazer desorpsiyon/iyonizasyon uçuş süresi kütle spektrometresi adı veriken yeni yöntemlerde bazı laboratuvarlar tarafından kullanılmaktadır. Chlamydophila ve Mycoplasma için özel test yöntemleri bulunmaktadır. Bu nedenle bu tarz istekler için öncesinde laboratuvar ile görüşmekte fayda vardır.
Son olarak sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit hastalığının geleneksel tedavisi antibiyotiklerin uygulanmasıdır. Her ne kadar Moraxella türleri çeşitli antibiyotiklere karşı nispeten duyarlı olsa da az sayıda antibiyotiğin etiketinde bu hastalığa karşı tedavi yer almaktadır. Parenteral olarak uygulanan oksitetrasiklin ve tulatromisin, sığırlarda Moraxella bovis ile ilişkili pembe göz hastalığının tedavisi için onaylanmıştır. Topikal oksitetrasiklin yine bu hastalığın tedavisi için onaylanmış olan uygulamalardan birisidir. Etkili olabilmesi için topikal merhemler veya spreylerin 8-12 saatte bir uygulanması gerekir. Dolayısıyla büyük sürülerde uygulanmaları çok pratik olmayabilirler. Bunun yanında çeşitli genel ve lokal antibiyotikler bu hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Veteriner hekim en uygun tedavi protokolünü oluşturacaktır.
Bu hastalığın önlenmesinde en önemli aşama aşılamadır. Aşı dışında Moraxella bovis için önemli bir vektör olan Musca sonbaharalis adı veriken sineklerin önlenmesi de oldukça önemlidir. Bunun yanında hayvanların gözüne zarar verebilecek mera otları biçilmeli, hijyen ve dezenfeksiyona dikkat edilmelidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Enfeksiyöz keratokonjunktivitis ne demek?
Sığırlarda (ve koyun, keçi gibi bazı hayvanlarda) gözleri etkileyen bulaşıcı bir göz hastalığına verilen isimdir. Aynı zamanda pembe göz hastalığı olarak ta bilinir.
Pembe göz hastalığına ne iyi gelir?
Hastalıktan korunmak için aşılama, hijyen ve sinekler ile mücadele önemlidir. Hastalık durumunda çeşitli antibiyotikler tedavi amacıyla kullanılır. Gözü kurtarmak için vakit kaybetmeden tedaviye başlamak iyi olacaktır.
Sığırlarda gözler neden kapanır?
Genellikle birçok göz hastalığında gözlerde kapanma görülen ilk belirtiler arasındadır. Başta sığırlarda enfeksiyöz keratokonjonktivit olmak üzere çeşitli göz hastalıkları buna neden olabilir.